{ "title": "Uyku Bozukluğu", "image": "https://www.horlama.gen.tr/images/uyku-bozuklugu.jpg", "date": "20.01.2024 04:49:20", "author": "Gülistan Ateş", "article": [ { "article": "

Uyku Bozukluğu

Kimileri yaşamlarının bir döneminde uykusuzluktan şikâyetçi olur. Toplumun yaklaşık üçte birinde bir yıl içinde, en az bir kez uykusuzluk dönemi yaşanmaktadır. Uykusuzluk tıbbi, sosyal, ekonomik ve psikolojik önemli sonuçları olan bir uyku problemidir.

Uyku bozukluğu denilen sorun kişinin sadece uyuduğu süreyle ilgili değildir. Burada önemli olan uykunun kalitesidir. Uyumada sorun yaşamayan kişiler, sabahları uyandığında kendisini dinlenmemiş hissederek kalkar. Uykusuzluk, uykuya dalma zorluğu, geceleri sık sık uyanmalar veya sabah erkenden uyanıp tekrar uykuya dalamama şeklinde olabilir. Gençler daha çok uykuya dalma zorluğu yaşarken yaşlılarda ise diğer ikisi daha sık ortaya çıkar. Depresyon, yaşam olayları, yaşam değişiklikleri, stres kaynaklı etkenler gibi birçok sebep uykusuzluğu alevlendirebilir. Uykusuzluk genelde birincil ve ikincil olmak üzere ikiye ayrılabilir. Birincil uykusuzluk genellikle çevresel etkenlere veya kişinin zihinsel süreçlerine bağlı olarak ortaya çıkar. Çevresel etkenler arasında ışık, gürültü ve ses sayılabilir. İkincil uykusuzlukta ise sağlık sorunları, alkol, ilaçlar, ağrı veya psikiyatrik bozukluklardır. Uykusuzluk kişide huzursuzluğa, depresyona, gerginliğe, cinsel performansta azalmaya, günlük yaşantıda istenmeyen kazalara ve yorgunluğa neden olabilir.

Birincil uykusuzlukta kişide uyuyamayacağına dair olumsuz şartlanmalar vardır. Kişi uyku vakti gelince, yatağa yatmadan “yine uyuyamayacağını” düşünmeye başlar. Bu belirgin bir huzursuzluğa neden olur. Bu huzursuzluk sebebiyle kişinin uykusu kaçar ve sonuç olarak kişinin bir türlü kıramadığı bir kısır döngü ortaya çıkar. Bu durumda profesyonel bir yardım kaçınılmazdır. Uykusuzluk kadınlarda daha yaygın görülür. Menopoz, hamilelik, adet dönemi bu yaygınlığa neden olan etkenlerdir.

Uyku bozukluğu, tanısı kolay olan bir uyku problemidir. Genellikle uyku laboratuarında uyku çalışmaları yapılmaya ihtiyaç duyulmaz. Özellikle kişide horlama, gece uykusuzluğa karşın gündüz uykulu olma hali, uykuda bacak hareketleri veya uykuda bölünmelere sebep olan başka durumlar var ise uyku laboratuarı tetkiki gereklidir.

Uyku bozukluğunun tedavisinde birden fazla yaklaşım vardır. İlaçlar genellikle kısa süreli durumlarda önerilir ancak bu ilaçlar kısa süreli kullanılmalıdırlar. Belirgin huzursuzluk veya depresyon varsa antidepresan ya da bunalım giderici ilaçlar yardımcı olabilir. Uzun süreli uykusuzluk hallerinde ilaçlar, özellikle yeşil reçete ile verilenler, faydalı değildir tam tersine zararlıdır. Bu durumlarda ilaçlara bağlı yan etkiler, ilaca karşı bağımlılık gelişebilir. Özellikle uzun süreli uyku bozukluğu tedavileri için davranışsal ve bilişsel yaklaşımlar oldukça faydalıdır. Yapılandırılmış uyku hijyeni, relaksasyon uygulamaları, uyku kısıtlaması başarılı yöntemlerdir. Bu yöntemlerin uygulaması ile ilgili bir uzmandan yardım almak gerekir.

Nedenleri Nelerdir?

Kafein, uyuşturucu ya da alkol. Kahve, çay, kola içildiğinde veya çikolata yenildiğinde özellikle de çok fazla tüketildiğinde. Eğer uyku konusunda hassasiyeti olan birisi iseniz, çok az kafein bile uykunuzu kaçırır veya yatmadan önce sigara içiyorsanız, soğuk algınlığı ilacı, burun tıkanıklığını azaltıcı reçetesiz ilaçlar, diyet hapları, bronşit ilacı kullanıyorsanız. Uyku ilaçları ve alkol kullanımı bazen uykunuzu getirir, fakat uykusuzluğu yeniden gündeme getirir. Çünkü vücut uyuyabilmek için uyku ilaçlarına ve alkole alışır.
" } ] }